Bir çiçek gördüm bugün rengi turuncu sarı kırmızı karışık, sanki onu görmem için oradaydı ve yaşamak kötü şeyleri örten güzellikleri görmek içindi.
24 Eylül 2009 Perşembe
21 Eylül 2009 Pazartesi
Bu gün NTV de Zülfü'yü dinlerken gittiğim yerler...
1989 du,Erzincan'a sürülmüştüm. Tam olarak ne ile suçlandığımı bilmiyordum. Küçük zihniyetler yıllarımı çalıyordu. Öğrencilerini" sınıfta bırakmakla/disipline vermekle tehdit ederek; aleyhime ifade yazdıran sağlıkmesleklisesi müdürlüğünün hedefindeydim(hala nedenini bilmem) ve işte 4 tarafı kıraç dağlarla çevrili ovadaydım.
Beni adına lojman denen, ama lojman nedir bilmeyenlerin inandığı,bilenlerinse isyana durduğu kalabalık bir yatakhanede idim. (şimdi düşünüyorumda aslında yatakhane değil -7-8 kadının aynı oda da/ranzalarda koğuş gibi yaşamak zorunda bırakıldığı hapishaneymişiz)
Görece daha özgür kafalı biriydim. Ve ben o vakitlar Ahmet kaya Zülfü livaneli dinlemeklerden gelen bir kültürün insanıydım. kasetlerimi teybe koyar dinlerdim.
Birgün Karlıova(bingöl)'lı bir hemşire "sen MİT ajanımısın"deyiverdi. Ağzım açık kaldı..ne ajanı ne miti..kendi çemberi içinde -etrafa göre-büyük sanılan birididim.
Meğer orada Ahmet kaya dinlemek yürek istermiş.Hemen takibe alınırmışsın. Bunun örgütü ne,aldığı güç nereden bakılırmış. Ben dinlediğime göre gücü kendimden alacağıma, gayet olağan bir kaset dinleme hali olduğuna inanmıyorlardı.
ve cidden safça bu durumdaydım.
O sene 1989un yılbaşı Zülfü Livaneli TRT1 televizyonunda "leylim ley"söyledi. Biz(ailem ve bir arkadaşımla çayırovadakigecekonduda yılbaşı kutluyorduk) havalara uçtuk..bileğimizdeki kelepçe çözülmüş gibi sevindik. Yasaklar delinmişti. Yasak koyucuların "dayattıkları" şeyler olmamıştı. Ertesi sabah hayat devam ediyordu.
Dün gece televizyonde zülfüyü dinlemenin verdiği güçle ,mahallenin boş arazisi ve ara yolarındaki çamurlarla(bu yollar bir rant alanı olarak şimdilerde siyah asfalt) ağırlaşan ayakkabımı sürükleyerek, E-5e inip Pippabacca'nın son görüldüğü benzin istasyonu onünden otobüse binip, karlı Erzincanıma dönmüştüm.
Beni adına lojman denen, ama lojman nedir bilmeyenlerin inandığı,bilenlerinse isyana durduğu kalabalık bir yatakhanede idim. (şimdi düşünüyorumda aslında yatakhane değil -7-8 kadının aynı oda da/ranzalarda koğuş gibi yaşamak zorunda bırakıldığı hapishaneymişiz)
Görece daha özgür kafalı biriydim. Ve ben o vakitlar Ahmet kaya Zülfü livaneli dinlemeklerden gelen bir kültürün insanıydım. kasetlerimi teybe koyar dinlerdim.
Birgün Karlıova(bingöl)'lı bir hemşire "sen MİT ajanımısın"deyiverdi. Ağzım açık kaldı..ne ajanı ne miti..kendi çemberi içinde -etrafa göre-büyük sanılan birididim.
Meğer orada Ahmet kaya dinlemek yürek istermiş.Hemen takibe alınırmışsın. Bunun örgütü ne,aldığı güç nereden bakılırmış. Ben dinlediğime göre gücü kendimden alacağıma, gayet olağan bir kaset dinleme hali olduğuna inanmıyorlardı.
ve cidden safça bu durumdaydım.
O sene 1989un yılbaşı Zülfü Livaneli TRT1 televizyonunda "leylim ley"söyledi. Biz(ailem ve bir arkadaşımla çayırovadakigecekonduda yılbaşı kutluyorduk) havalara uçtuk..bileğimizdeki kelepçe çözülmüş gibi sevindik. Yasaklar delinmişti. Yasak koyucuların "dayattıkları" şeyler olmamıştı. Ertesi sabah hayat devam ediyordu.
Dün gece televizyonde zülfüyü dinlemenin verdiği güçle ,mahallenin boş arazisi ve ara yolarındaki çamurlarla(bu yollar bir rant alanı olarak şimdilerde siyah asfalt) ağırlaşan ayakkabımı sürükleyerek, E-5e inip Pippabacca'nın son görüldüğü benzin istasyonu onünden otobüse binip, karlı Erzincanıma dönmüştüm.
14 Eylül 2009 Pazartesi
2 Eylül 2009 Çarşamba
Flaşh bellek
Akşam üzeriydi. hazırlandım dışarı çıkıp yürüyeceğim. Kafamda 2 şey vardı biri vapura binip karşıya geçmek, diğeri Kuzguncuk tarafına yürümek. Laptopu kapattım. Odaya-masaya bırakırken, şiirlerimi kaydeyttiğim flaşhbellekimin ortalarda olmadığını farkettim.
Aramaya başladım. masa,salon,televizyon yanı,kitapların arası..raf maf..yok. hay allam yaa. en son şuradaydı. dön dön oraya bak.hayır bulamıyorum. Çöpe atmadımya.. bütün pantolonlarımın cebine baktım. çantalara da.
vakit gecikti. flaşhbellekimi bulamazsam dışarda mutlu olamam..aklıma takılır.."o şiirleri yeniden nasıl yazarım..nereden bulurum.."lar lar..derken dışarı çıkmaktan vaz geçtim.
Üzerimi çıkarttım. Artık sokak yok. Tişört giydim. ve birde kısa ev pantolonumu giydim. elimi cebine attım ki flaşh bellek cepte...
hay bin kunduz.
Aramaya başladım. masa,salon,televizyon yanı,kitapların arası..raf maf..yok. hay allam yaa. en son şuradaydı. dön dön oraya bak.hayır bulamıyorum. Çöpe atmadımya.. bütün pantolonlarımın cebine baktım. çantalara da.
vakit gecikti. flaşhbellekimi bulamazsam dışarda mutlu olamam..aklıma takılır.."o şiirleri yeniden nasıl yazarım..nereden bulurum.."lar lar..derken dışarı çıkmaktan vaz geçtim.
Üzerimi çıkarttım. Artık sokak yok. Tişört giydim. ve birde kısa ev pantolonumu giydim. elimi cebine attım ki flaşh bellek cepte...
hay bin kunduz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)