Hiç sorun yoktur. Esas mesele gitme hissinin seni yoklamasıdır. Uyandığında güne başlayacak bir nedenin olmamasından daha kötü ne olabilirki. Yatakdan çıkmak için hiç bir neden bulamamak.
hayata bu kadar sorumluluk duymasa idim. Bir çiçeğin bile benim vereceğim suya ihtiyacı olmadığını bilseydim. Veya kedilerimin benim vereceğim mamaya ihtiyacı olmadığını, köpeğimin beni özlemeyeceğini bilseydim. uyanmazdım.
bir bardak çay için uyanmak isteği.yok.. "bir daha güneşin doğuşunu göreceğim ne güzel" diyemediğim anlar uzamasın..
şiirlerim bile ,yani bir kitap oluşturmak umudum bile tükendi. enerjim,tutunma enerjim inişte..birikmiş olan hiç bir şeyi eritemeyeceğim hissi beni tüketiyor. Hiç kimseye gücenik değilim. gerçekten değilim.
öyle istediniz öyle oldu.
ben böyle istemedim.öyle de istemedim. yani istememek esas sorunum şimdi.
Birşey istemediğimden böyle "isteksizlik anlarımdan" payım var mıdır bilmiyorum.
Tek bir şey vardır ki güceneceğim. Hiç birşey yapmasa da "varlığıyla bir kadının bir sokaktan kendince geçip gidişine engel olan zihniyetten, alacaklıyımdır. Çünkü istediğim bir vakit bir deniz kenarına inemedim, ağaçlı sokaklardan yürüyemedim..loş ışıklar altında oturup geceyi dinleyemedim. Gidecek ayaklara sahiptim, gece veya gündüz kimseyi rahatsız etmeden her yolda yürüyecek aklım ve sağlığım olmasına rağmen, egemen zihniyet tarafından engellenmiştim
Bir defa geldiğimiz bu dünyada "kendimi yaşamama engel olan herşeyden alacaklıyım.Güçsüz değildim. Güçsüzleştirilmiştim. Güçlendikçe güçsüzleştirilmiştik.
İnsan olmak bütün ötekilleştirilmeler karşısında sadece "birey/insan"olmak bir kadın için kuşatılmışlıkla mücadele etmek ne yıpratıcı...yürüdükçe engellenmekten bıkmayıp, engelledikçe yürmek gerek oysa. Kolay mı? Hayatta olan oluşan iyi kötü herşeyde herkesin payı vardır. Ama bunu kanıtlamak bana mümkün değil?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder