7 Mayıs 2010 Cuma

Ulviye Abla'ma

Yaklaşık 3 ay önceydi aklıma düştünüz ve ısrarla aradım evinin telefonunu, ama kimse açmadı. Güler'in ev telefonu vardı onuda aradım. Güler açtı ama bir türlü sesim gitmedi..telefonlar sorunluydu...
O günden sonra ara sıra aklıma geldin ,arasam dedim -cep teli kullanmadığın için- sonra ararım gibilerle erteledim.
Geçen pazar, kayıtsız bir numaradan arandım. Eski Huzurevinden hemşire arkadaşlarımdı. "biliyormusun 1ay önce Ulviye abla ölmüş"dediler...Bir daha konuşmadım. Teli kapattım..
İçime doğduğu günlerde yatakda mıydın ..ağrıyor muydu ciğerlerin?
Ah benim canım ablam, seninle bir kez daha sohbet etmek için neler vermezdim.
Meslek idolüm. bilgilenme kütüphanem. hayatın direngeniydin. Aile içinde 2doktor vardı sen uzman hemşireydin ve nasıl oldu da 3cü evrede teşhis edildi akciğer kanserin...
Ben çok genç bir hemşireydim,sen Urla'da 2 oğlunun sünnetinde ağladığında..
Şimdi oğullarından biri zorlamış "gel tepeden tırnağa muayene edelim" diye de 3cü evrede rastlamışlar kansere...
Ağrılarını bunca sene nasıl sakladın gülüm. son günlerde bile ayağa kalkıp" hepinize kahvaltı hazırlayacağım"demişsin..."ağrıların var mı anne"diyen oğula "yok"diyormusun..
14 mart doğum gününmüş çiçeklerle kutlamışlar..
Sana her gelişimde çiçek getiridim.(Dostlarına "çok vefalı olduğumu" söylermişsin.,oysa ben yılda bir kere telefonla arama özelliğimide katbetmiştim)
Eski günlerden konuşurduk,eskimeyen dostlardan.. 12 eylülde "hemşireler dernegi üyesi"olduğun için bile gözaltına alınışını anlatırdın.
Üniversiteyi senin sayende okudum. 4 yıl arkamda durdun...Koca İzmirde seninle tanışık olmak, izmirin en güzel tarafıydı.
Az önce 232 li bir numaradan arandı telefonum...Güler idi. "Duydun mu" dedi...
Tam 52 gün olmuş sen gideli. Ancak haber verebiliyormuş uzaktakilere....senin gideceğine inanmadıkları için o günlerde vermemişler..
Burada bir kızkardeşler var. annesi onlara 7 veren gülleri diyormuş ya..ben bu sözlerle hep sizi hatırlardım. siz de öyleydiniz..
Son geldiğimde Nazlı odadan çıkmamıştı. Bilirsin işte gençliğimizde yanaklarını öptüğümüz çocuklar büyüyünce, annelerinin yaşıtı teyzelerle paylaşacak birşeyleri olmaz ki...
Niye gittin haber vermeden Ulviye abla. Bu dünyada senin olmadığını bilmek bana acı veriyor.. yanağımdan süzülen damlalar ferahlatmıyor.
Birsen ablanın gittiğini de senden öğrenmiştim... ikinizle de konuşacaklarım vardı, ikinizde izmirde gençliğimdiniz,aılarımı alıp gittiniz, boğazımda bir düğüm, bu zalim hayatla iş birliği yaptığınız için, alacağınız olsun !
(Ah bu çok içilen sigaralar.. birşey söylemeyeceğim..artık gittin..)

beni sürgüne gönderenlere karşı savunurken:
"karadeniz gibi dalgaları" dediğin kardeşindim.

Hiç yorum yok: