Aslında öyle değil...Algıladığınız gibi değil. Bunu anlattıklarınızdan anlıyorum. Kalabalıktı o kadar kalabalıktı ki, gittikçe artıyordu yalnızlığım. Habire anlatıyorum ,susarsam kendimle başbaşa kalırım diye korkuyorum. "Nereden bileceksiniz siz benim neler çektiğimi"
Ki ben bilmenizi istemiyorum ki,
Bugun halkbankasının öünde bir köpek öylece yatmış uyuyordu. (yanından o kadar itimamla geçiyordum ki,-rahatsız olmasın-diye) Banka bekçisi köpeğe hoşt dedi. Neden rahatsız ediyorsun dedim. Müşteriler rahatsız oluyor dedi. "Ben müşteriyim ve rahatsız olmuyorum"dedim. Yol kenarında bekleyen onlarca erkek oluyor ve yanlarından geçerken rahatsız oluyorum..ama erkekleri oradan uzaklaştıran yok, rahat bırak köpeği dedim..
üzülüyorum...
Yol kenarından kesilen ağaçlara, iple gövdeleri boğulan, su çanaklarına asfalt dökülen ağaçlara...belediye'nin gerekli birimine telefon ettim(bu marttan beri 7nci telefonum) o 3 ağacın yaşaması için size ihtiyacı var dedim....
hayat beni inciterek sürüyor. Evde teyzemin en küçük çocuğu(24)kalıyor. Bir konuda fikrini soruyorum veya birşey söylüyorum. O kadar yorucu ki,cevap vermiyor. tam 3 defa sordum..ve "sen birine bir şey sorsan cevap vermese ne yaparsın"dedim. Hİç dedi...Acaba zeka seviyesi çok mu düşük diye içimden geçirdim. ..merhamet ve maraz arasında kalmak böyle birşeymidir...Bir insan iyi yada fikrini söylemeli ki onunla iletişim kurabileyim. ne düşündüğünü bilmediklerimle iletişim kuramıyorum. geriliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder