Aslında şunu yazmak istiyorum. Bir yerde birileri "kadınlar grevde derler" siz sanırsınız ki kadınlar greve gitti. hayır , orada çalışanlar grev yapmış aralarında kadınlar da var. Eylemin kadın greviyle alakası yoktur.
*sosyalist feminist kolektif'in(SFK) ilk yıllarında bir söyleşide N. Akgökçe, O güne kadar kadın grevi diye bir grevin kayıtlara geçmediğini ancak; 1975 yılında İzlanda’da bir gün bütün kadınların ev işlerini bırakarak sokağa çıktığını, bu nedenle hayatın durduğunu, çocukların okula gidemediğini, kreşlerin açılmadığını, o gün meclisin dahi çalışmadığını, erkeklerin ne yapacaklarını bilemediklerini, neredeyse tüm işlerin durduğunu" söylemişti...İşte o bir kadın greviydi.
*sosyalist feminist kolektif'in(SFK) ilk yıllarında bir söyleşide N. Akgökçe, O güne kadar kadın grevi diye bir grevin kayıtlara geçmediğini ancak; 1975 yılında İzlanda’da bir gün bütün kadınların ev işlerini bırakarak sokağa çıktığını, bu nedenle hayatın durduğunu, çocukların okula gidemediğini, kreşlerin açılmadığını, o gün meclisin dahi çalışmadığını, erkeklerin ne yapacaklarını bilemediklerini, neredeyse tüm işlerin durduğunu" söylemişti...İşte o bir kadın greviydi.
*Birde devrim var bilgilenme hanemizde.
Devrim ise grev gibi hep erkeklerle anılıyor..kadınlar ise devrimin nesneleri..emekçileri.(.ispanya iç savaşına dair filmde olduğu gibi..filmin adını unuttum ) . Halbuki, gündelik hayat akarken, her dakika maruz kaldığımız erkek egemenliğine karşı bir şeyler yaparız. Bu yapılanlar kayıtlara geçmez.
Devrim ise grev gibi hep erkeklerle anılıyor..kadınlar ise devrimin nesneleri..emekçileri.(.ispanya iç savaşına dair filmde olduğu gibi..filmin adını unuttum ) . Halbuki, gündelik hayat akarken, her dakika maruz kaldığımız erkek egemenliğine karşı bir şeyler yaparız. Bu yapılanlar kayıtlara geçmez.
Samsun'un köyünden İstanbul'a işçi kocasının yanına göç eden kadın, "ayaklarımı yıka" diyen kocaya, "işte çeşme işte su git kendin yıka" dediğinde kendi hayatında bir devrime imza atmıştır bile..
Erkeklerin egemen sistemleri kadınlara her yerde ne yapıp ne yapmayacağını söyler. Kadınlar erkeklerin dini de referans alarak saldırdıkları noktalarda çoğu kez geri çekilirler.. ancak aşağıda anlatacağım hikayede öyle olmadı.
Nevşehir’in kanserle anılan köylerinden birinde
doğan Hatice 4-5 yaşlarında –kanserojen maddeye maruz kalmasın- vb gibi nedenlerle Baba “aileyi” Kırşehir’e taşıyor.
Büyüyünce aynı köyden akraba
oğluyla evlendiriliyor, dolaysıyla yurt dışında yaşamaya başlıyor...
Derken; 5-6 yıl önce rahatsızlığı nedeniyle gittiği hastanede ; “akciğer zarı” kanseri olduğu anlaşılıyor . Ne yazık ki çocukken mevzu bahis maddeye maruz kalmış. ….Hatice, yurt dışında bütün tedavi olanaklarına ve güçlü yaşam umuduna rağmen yoğun bakımda iken 5 nisan günü- 51 yaşında -aramızdan ayrılıyor.
Derken; 5-6 yıl önce rahatsızlığı nedeniyle gittiği hastanede ; “akciğer zarı” kanseri olduğu anlaşılıyor . Ne yazık ki çocukken mevzu bahis maddeye maruz kalmış. ….Hatice, yurt dışında bütün tedavi olanaklarına ve güçlü yaşam umuduna rağmen yoğun bakımda iken 5 nisan günü- 51 yaşında -aramızdan ayrılıyor.
Hatice’nin kız kardeşi benim de arkadaşım. 675 KHK kararlarıyla
23 yıllık mesleğinden-bu lanet ihbar, iftira sistemiyle- ihraç edildi. O anlattı ;
Önceki gün Hatice’nin cenaze töreni yapıldı.
Erkekler " mezarlığa kadınlar gelemez” dediler. Hatice’nin
kızları ve kardeşi(teyze) Naciye Ertaş ; bu kararı alan erkeklere itiraz
ettiler... Ve 25-30 kadın erkelerden de önce mezarlığa gittiler.
Cenaze ritürllerini-kadınları o alandan uzaklaştırarak- yapan Müslüman sünni erkeklik her yerde hükmünü sürdürmek isterken, orada ilk defa kadınların direnciyle karşılaştılar..”Hayır, mezarlığa geleceğiz…işte orada tabutta yatan Hatice bir kadın..o yaşarken hiç yanında olmadınız..belki engel belki ona yük oldunuz…ama şimdi onu sizlerle yalnız bırakmamızı istiyorsunuz.. ,mezarlığa gelmeyin” diyorsunuz.Ne hakla...
Cenaze ritürllerini-kadınları o alandan uzaklaştırarak- yapan Müslüman sünni erkeklik her yerde hükmünü sürdürmek isterken, orada ilk defa kadınların direnciyle karşılaştılar..”Hayır, mezarlığa geleceğiz…işte orada tabutta yatan Hatice bir kadın..o yaşarken hiç yanında olmadınız..belki engel belki ona yük oldunuz…ama şimdi onu sizlerle yalnız bırakmamızı istiyorsunuz.. ,mezarlığa gelmeyin” diyorsunuz.Ne hakla...
Kadınlar mezarlığa
gittiler, saçlarını örtmediler(allahın
gözleri örtünün altını görüyorsa mezarlıkta kadına saçının görünmesini niye
yasaktı)…
Mezarlığa vardıklarında , hazırlanmış mezar taşında Hatice’nin
soyadının;anıldığı ve bilindiği-ve Belçika'da kullandığı ilk soyadı değilde “kocadan aldığı soyadının”
yazılı olduğunu gördüler..
Hatice'nin kızları ve teyzeleri Naciye ERTAŞ, bu duruma itiraz ettiler.
Özellikle kızlar “biz annemizi Hatice Ertaş olarak biliyoruz öyle kalacak”dediler. Orada cenaze töreninde mezarlığa gitmek, ilk soyadda direnmek ve kazanmak erkek egemen sisteme karşı bir devrimdi. Bir sistemi bir yerinden aşındırma idi. Ve bence kadın devrimi her yerde böyle küçük/ büyük yapılan dolaysıyla erkek egemenliğini aşındıran işlerdir.
Hatice'nin kızları ve teyzeleri Naciye ERTAŞ, bu duruma itiraz ettiler.
Özellikle kızlar “biz annemizi Hatice Ertaş olarak biliyoruz öyle kalacak”dediler. Orada cenaze töreninde mezarlığa gitmek, ilk soyadda direnmek ve kazanmak erkek egemen sisteme karşı bir devrimdi. Bir sistemi bir yerinden aşındırma idi. Ve bence kadın devrimi her yerde böyle küçük/ büyük yapılan dolaysıyla erkek egemenliğini aşındıran işlerdir.
Değinmeden
geçmeyeceğim. Mezar taşına “koca soyadının yazılmasına” karşı genç kadınlar öyle direndi ki, bunu kenardan izleyen yetişkin kadınlar “o taşın kaldırılmasına ikna oldular ve 15-16 yaşlarında genç bir
erkek o taşı söktü götürdü...Eğer kadınlara bir erkek desteği olacaksa böyle olmalıydı. (Yürüyüşlerde kadınlara cemkirmek gibi değil)
Ertesi gün bu kadınlar kendi elleriyle “Hatice ERTAŞ”
yazdıkları mezar taşını baş
ucuna diktiler.
Devrimde kadınlar olmaktansa kadınların devrimini gerçekleştirmektir aslolan
Sevgili Hatice Ertaş rahat uyu, kızların kardeşin çocukluğunun köyünde seni yalnız bırakmadılar.
Kimliğine sahip çıktılar . Bu dünya için küçük o köy için büyük bir kadın devrimidir
Kimliğine sahip çıktılar . Bu dünya için küçük o köy için büyük bir kadın devrimidir
not::
Bahsedilen köylere
dair en son haber linki.
.(http://www.fibhaber.com/nevsehir/nevsehir-in-kanserli-koyu-tasindi-h67135.html)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder