21 Aralık 2021 Salı

Dİdem Madak Ve Aysel Tuğluk "ahlar ağacı"



Ya siz,
Nasıl bilirdiniz çocukluğunuzu ey cemaat?
Nasıldı
Öldürdüğünüz birinin cenaze namazını kılmak?”(D.Madak)

                                    Aysel tutsak idi annesi ilk  öldüğünde,

kötüler  serbesti ikinci öldürülüşünde.

Didem Madak  şiirleri geçiyor içimden

"Ahlar ağacını " söyleyerek

Sonra Aysel Tuğluk

Annem Annem.

Sussun artık "gelecek çocuklarımızın” diyen

Geleceği geldi çocukların 

Bir ülkesi var mıdır

Çocukluğunu yaşamamışların

3-
“Bir Arap şairi şöyle demiş,
Savaşta yenilen halkına,
Ağlamayın, ağlamayın, acınız azalır”

 

Göz yaşların  akar görüş masasına 

Ağuları süzülür damla damla

Ankara İncek'te mezardan çıkarılıp

Dersim’e gömülen annesi için.


Hani derler ya insan “aklını oynatır ”böyleyken 

Oysa herkes çocuktur annesi giderken

“Her ölüm-se erken”

 

 

Dayanmanın ötesine geçti  acı
Bellek  kendini savunurken durdu

Kandıra yüksek güvenliklinin güvenliksiz koğuşunda

Kadınların kalemi yazar gerçek tarihi

Ah Aysel, bu ülkenin ilk "Eş Başkanı"

Kürt kadın hareketinin  “ahlar ağacı”

 


simdilik bu kadar yazdım sonra yine bakarım.



20 Aralık 2021 Pazartesi

Hasbiş'den Denemeler Deneyimler

1-Bir kadının sevilme ömrü erkeğe hayır dediği yere kadardır. ("bazı erkekler böyle değil" diyorsanız bu ney(in)e HAYIR dediğinize bağlıdır)
2-Evlilik iyi bir şey olsaydı erkek sistem bunu kadınlara yasaklardı. Bakın ve iyice tahlil edin kadını mutlu eden ne varsa  yasaklanmıştır.
3-...Kadınlar erkekleri hizaya getirmek için şiddet uygulamaz, erkeklerin şiddetinden kurtulmak için kendini savunurlar.
5- Özür dilemek" ben hatamla yüzleştim, doğru davranmadığımı fark ettim"demektir. Özür karşısındaki suçlamak değildir.



19 Aralık 2021 Pazar

Nasıl Bilmez

 

Bilgi, bilinç, Kalite,Nitelik, Kendini yetiştirmek, böyle özellikler işte...

Yaptığın işi sev veya sevdiğin işi yap, diyemiyorum. Çünkü kendim işimi seçmedim, meslek beni seçti. Madem seçti hakkını vereyim dedim. Lise(4yıl)yetmedi 4yıl da Üniversite(lisan )okudum.

-Ben secse idim ya marangoz olurdum, yada jeolog ,gök ve yer bilimci...siir ve pozitif bilim böyle bir şeyim-

İyi olanın ne olduğunu bilen insan, kötülüğe karşı “aslında bu böyle olmamalı” der.

Egeüniv. Hastahanesinin Amaliyathanesinin dışında kapalı bir balkon-koridor vardı. Ben Çiçek’e seslendim..Alev hanım geldi ve bunu asla yapmayın,dedi.

O günden beri hastaların uyuduğu servislerde  hiç yüksek sesle  konuşmadım. Taaki Karşıyaka devlet hastahanesine Başhemşire olarak atandığım (25 yaş) zamana kadar. Yardımcılardan biri bana “hiç bağırmıyorsun, bunlar seni dinlemez”dedi. Bunlar dediği mahiyetimizde olan servis hemşreleri idi.

Kocaman insanlar, neden bağırayım ki.. hasta bakımı esksik olduğu vakit öfkeleniyordum..ama bunun böyle olmaması için bizzat kendim uygulamalı çalışarak sorunları çözmeye çalışıyordum…

Kurtçu bir başhekim vardı , kalite umurunda değildi.  Beni oradan sürdüler  Sakarya’ya..gitmedim..ama ondan beter bir yere gittim Balıkesir merkez…

Bilen bilir….mesleğin önemli, sen önemlisin,başkasının sana değer vermesini bekleme, sen değerlisin o görmesin boş ver..

Aslında ben Edremit devlet hastahanesini yazacaktım.

Benden 3yıl önce Samsundan mezun bir emekli hemşireye buraları sorayım. Öyleya hastahaneleri ve hekimleri en iyi hamşirEler bilir.(hemşirLER değil) Telefonunu buldum aradım. Ameliyat olacağımı ,uygun hastahane ve hekim aradığımı söyledim.” Ben emekli olalı 20 yıl oldu” dedi. Kimi sorsam neyi sorsam şu avuç içi kadar Edremitte…”ben 20 yıl önce emekli oldum” diyordu.

 

Geçiyorum..

Ceraahi servisi(Edremit D.H) kap çarpıyor defalarca..baam.baam..  tangır tangır glu gluu telefon çalıyor koridoda açıyor  refakatçi alooo!  …asansör açılıyor, ameliyathaneden henüz tam uyanmamış hasta sedye üzerinde-yatan hasta odalarının kapısının açıldığı- koridor boyunca tekerlekleri gacır gacır..kağnı bundan sessizdir…

Hemşireler uçtaki masa başında evraklara gömülmüş. Kimse esas görevini yapmıyor.

Hastanın sessiz ve temiz bir ortamda tedavisinin sürmesi hemşirelik bakımının önemli bir parçasıdır.

Bir hafta sonra cerrahi polikliniğine hekim Muhammet Bey’e “siz iyi güzel ameliyat yapabilirsiniz ama hasta o curcunada rahat uyuyamıyorsa oksijendirilmiş bir koğuşu yoksa yeterince başarılı olamazsınız” diyorum..

Umurunda değil “bunları başhekime söyle “diyor. Oysa ameliyat ettiği hastanın kısa sürede iyileşme koşullarını hekim de sağlamalı…

“sen Burhaniye Devlet Hasta hanesine git, orası  özel hasta hane statüsünde”

Gittim değil.

Hemşire birlikte çalıştığı hekimin ameliyat yöntemlerini bilmiyor..bu hemşire bakım verdiği hastanın ne yaşadığını, ne ameliyatı olduğunu nasıl bilmez…

 

7 Ekim 2021 Perşembe

Bizi birbirimize düşürenler

 Nevin Yıldırım(yıldız)a mektup atmak için Eskişehir Osmangazi PTT Şubesine gittim.

insanlar dizilmiş, ellerinde faturalar vblar. "Acaba mektup atmak için de sıra bekleniyor mu" diye içeri gidip sorayım dedim, kapı önünde sırasını bekleyen kadın "girmeyin, az önce birisi de bir şey sorup çıkacağım dedi iki saat lafa tuttu görevliyi, haksızlık oluyor"

-Ne haksızlık yaparım ne de bana haksızlık yapılsın" İmamoğlu dediği gibi, güldü sıradaki adam..

Sıramı bekliyorum. Fakat ilerlemiyor. İçerde tek bir görevli/kadın çalışıyor.  Elinde kargo zarfları olan bir genç erkek gişede epeyce bekledi, "amma uzattı, ne çok işi varmış, of puf homurdanmalar başladı. (beklemek hele de devinimsiz beklemek ne gıcık )

Bak işte yine birbirimize kızıyoruz. Naapsın elindeki zarfları postaya verecek tabii, her şeye zam yapanlar şuraya -kargo bölümüne- bir görevli neden almamışlar,  onlarca lise mezunu var, koysunlar çalışsın.."derken, arkamdaki kadın "üniversite mezunları pazarcılık yapıyor.."dedi.  Biri "suriyelilere hizmet veriyorlar ama" dedi. Sazı aldım elime: Bak işte, her gün onlarca lira zam yapanlara, milyarları kendi aralarında bölüşenlere, milyonlarca lira vergi kaçıranlara kızmıyoruz da, bizi 5dk bekletti diye şu genç kişiye kızıyoruz. Onun ne suçu var, postahane ona hizmet vermek zorunda,  gelmiş kolilerini PTT kargoya veriyor. Ne yapsın ki..Ona kızmak sorunu çözmez..    bizi birbirimize düşürenleri görmek lazım, postahaneye 1 görevli daha almayan  ptt müdürüne kızalım.  İktidar cevresinde bir çok kişi 5 maaş alırken, ptt şubesinde asgari ücretle çalışarak vatandaşa hızlı hizmet vermek için bir eleman bulundurmayanlara kızalım....ptt bize hizmet vermek zorunda...

Sıram geldi. Nevin 2012 yılının Ağustosunda cezaevine atıldığında, o eylül ayı 50 kuruş vererek mektup göndermiştim. Sonra 1 lira oldu, sonra 2 lira...3lira. Her ihtimale karşı 3lira bozuk 5lira kağıt para var avucumda..

Mektup kaç lira oldu

- yurt içi mi

 -Evet yurt için

-4lira

Dışarı çıkarken kapı önündekilere, yüksek sesle "mektup 4 lira olmuş" dedim. Memleketin enflasyon ölçümünü Nevine attığım mektupların pul parası belirliyor..Yüzde 400





   

16 Eylül 2021 Perşembe


 

gözüme değdi mi desem, dikkatimi çeti mi desem. Renkleri diğerlerinden farklı. Ben gibi

13 Eylül 2021 Pazartesi

Madem yüzmek bilmiyordun neden çıktın ağaca.

Barak Obama Ve Hilary Clington  o donem secim çalışmaları yaparken, bir eyalette  erkek başkanlardan biri Hilary'e seslenmiş "sen git evde gömlekleri ütüle",

Hem de "Demir Çeneli Melekler"in  secme secilme hakkı  mücadelesi verdiği ABD'de,

Bu herif Obamaya "sen gel papuçlarımı boya" deseydi #Irkçılık tan yargılanırdı. Ancak mevzuu #Cinsiyetçilik olunca  ha Amerika Ha Türkiye..Erkekliğin tonları değişsse de esası aynı. cinsiyetcilikle ne alakası var demişlerdir..Gücün yetiyorsa anlat.

yirmi gün öceydi bir kamyona yol verelim diye geri vitese almış daha  gaz verip ayağımı debriyajdan çekmemiştim ki, arabanın ben tarafına gelen saçları beyazlamış erkek bisikletini kamyonun geldiği tarafa sürerken bana bağırdı " sen git eve bulaşık yıka"

Zurnanın zırt dediği bir yer varmış. Benim de isyana durduğum yer " cinsiyetçi bir tutuma maruz kalmak"...Anam delirdim. El frenini çek, in o herifin kafasına 1,5 litre su şişesini pata pata vurmak istedim. 

ulan dötü boklu erkek, yıllardır karının,kızının -kadınların- yıkadığı bulaşıklar sayesinde burada ötmektesin, cinsiyetçi kenef., diyemedim. Sonraki gün ve zamanlarda belleğimde kaldığınca bu cinsiyetci herife rastlamak için o civarda dolandım.

Erkek olmuşsun ama İnsan olamamışsın "deseydim anlar mıydı. Hatasından döner miydi.



Anlamazdı,  höt höt üstüme gelirdi , saldırgan laflar ededi ben de daha fazla savunmaya mecbur kalırdım.

 Hiç bir iktidar-ezdiklerinin- eleştirisinden hoşlanmaz..erkekler de. Ali  Ahmet olamadıkları sürece bu duvar inşası sürer..




12 Eylül 2021 Pazar

Beklemek  kaybetmek midir.

Bekliyor(d)um. 

Sel, yangından zarar görmediğimiz, her felakete karşı zamanında sistemli önlemler alındığı,  Başkanın halkı dövmediği bir zaman dilimi olsun diye bekliyordum...

 Fırsat vermedi sistem ki şuraya ahvalimi yazayım. 

Zalim herifin bir kuyuya taş atmadığı bir zamanımız olsun diye bekledim. Beklersem yazamayacağım çok belli…5 yaşındaki çocuğun kafasına da tak tak yaptı ya, ilk okuldan beri kötü öğretmenlerimiz, beter babalarımız hortladı belleğimiz de…

“1,5 ay içinde(haziran temmuz) ev arkadaşlarım 3 kedimi kaybettim. 

Onu bir beze sarıp sepeti elime verirken “başın sağolsun” dediler. Arabanın camlarını kapatıp eve kadar ağladım.

DOMİNİK:  yavru iken  3 köpeğe karşı direnen, bu direnişte 1patisini ve kuyruğunu kaybeden kedi.

“Pamuktan


sonra bir daha eve kedi almayacağım “dediğim günlerde bulmuştum onu…

Bu halde “yaşamaz uyutulsun” diye veterinere götürmüştüm, o gün uyutmadılar böylece 13 yıl birlikte arkadaşlık ettik. Benekli, Kimyon da  sokaktan aramıza katıldı.

Çok acı çekti. Ameliyatlar, yaralar dikişler, idrarında kan… hep güçlü çıktı, sevecen efendi bir kediydi Dominik.( Ameliyat giderleri için arkadaşlarım destek oldular, yaşamaz havlu atar atar dediğim her zamanda toparlandı , mırıl mırıl kucağımda yaşadı.

Taki iştahı kaçtığında veterinere götürüp “lenfoma “olduğunu öğrenene kadar.

Sonra iştahsızlık ve ateş Kimyon’da başladı. Test yaptılar FİB dediler(Feline infectious peritonitis) Meğer ölümcül imiş. Aslında  2 ve 8 yaşlarındaki kedilerde olurmuş.(bizimkiler o yaşlarda olmadılar.

Arka balkona ağzı burnu iltihaplı  bir kedi, ağaç dallarından geçerek  geliyordu. Bir çok defa kovdum. Hatta kışın “yazık orda yatsın” diye benim kedileri salona aldım. O ara yok oldu belki bir yerlerde öldür kaldı... Nisan sonu başka bir kedi şu karşıda boş bir kanepede-hasta yatarken- görüyordum.. O gidince kanepe gayet pis salya malya ….Bir gün bizim binanın merdiven altında onun  ölüsünü gördüm.  Herkes bakıp geçti..bir tek ben toprak kazıp gömdüm..

VE 12 yıl baktığım kedilerime fib virüsü  bulaştı, Bazen çıkıp geziyorlardı.. Buralar kediler için de uygun özgür bir ortamdı ..Ama işte hayat kendi bildiğince.

        Bizim Umut Güner köpeğinin ölümü üzerine çok dokunaklı  yazmıştı. Ona  ilave yapmak imkânsız. Bu canlılar bizi terk edince ciğerimiz acıyor. Alışkanlıklar hatıralar iç burkarak gözlerimizi sulandırıyor.

 


Aslında ölüm kalanlar içindir. Giden gitmiştir, enerji yumağı olup süzülmüştür  galaksiye

Arada sosyal medyada onu bunu beğenmek, twitirda yorum yazmaktan gayrı bir şey yapmadım. Bu arada Tokyo Olimpiyatlarını izledim. Kadın voleybolculara hayran kaldım. Özellikle 13 numaraya duygularım hayranlıktan öteye taştı. Bütün maçlarını ,videolarını izliyorum. Huzur veriyor…

Boksda da BuseNaz Çakıroğlu’nu nezaketli duruşundan beğendim..

Ve günler geçiyor..



  Hala Akçay Altınkum mahallesindeyim. Buradan memnunum. İstanbulda olan gürültü, çöp hepsi burada var. Nalet olası megafonla bağıran hurdacıların bir tanesinin bile sesi güzel olmazmı arkadaş. Günde 5 kere geçiyorlar. Kimseye saygıları yok..Belediye ise  huzurlu bir kent yaşamı oluşsun istemiyor…

Fakat temız hava ve su, dereler, zeytinlikler var…

  Yukardakileri yazdıktan sonra başım dertten kurtulmamış. Ağaçtan (4metre)düştüm ama ölmedim. Dişlerim kırıldı  bir hafta yatakta saga sola dönemedim.Ağrı kesiciler vs…şimdi bazı kaslarımdaki agrı ve morluklar dışında bir sorunum yok. (sağ omuzum ağrısından başka)Dişimi bir ara yaptırırim.

Verilmiş sadakam olduğunu söylüyor herkes..  belki de kedilerin duası korudu.



Tam bunlar olurken yeğenim hasta oldu. Eskişehir Ankara arasında gidip geliyoruz. (telefonla konuşasımız yok.) pcr testim negativ. 3.aşıyı da oldum.

   Kedilerimi özlüyorum. Benekli’nin anıları beni ağlatıyor.

Neşeninizi kaybetmeyin gari.  Zaman ilaçmış cidden.



 


İtalya Ve gezen Kadınlar

       Ben masumun bu yoklukta, TürkiyeLirası'nın  Avrupa Euro'su karşısında ki değersizleştirilmişliğine rağmen, çok önceden planlanmış seyahate çıkmak zorundaydım. Sağ olsun yeğenim Booking'lerden çok şeyi ayarlamış adeta gezi rehberliği görevini üstlenmişti.
     Bir yıldır "ne olur ne olmaz"diye  kefen için kenarda dursun dediğim ikibin liramın üstüne her ay , dişimi sıkıp 200 lira koyarak gezi için yeterli parayı biriktirdiğimi sanıyordum. Hükumetin elinin cebimizden hiç çıkmadığını nasılda unutmuşum, son dakikada liramız tepe taklak düşürülünce 1000(bin)lira daha bulmak zorunda kaldım.
     Arabamız daha önce  Yunanistan ve Arnavutluk'u görmüştü, yeşil sigorta, yeşil pasaportlarımız , yurt dışı çıkış pulumuz, yesyeni nüfus cüzdanımız, ehliyetimiz hazırdı.
Ancak içimizde bir kişi İngilizce biliyordu.     
Gittiğimiz ülke İtalya idi, çok yerde az kişi biliyordu  .
Bana kalsa hiç dil bilmeden de dolaşılır , bu android telefon sisteminde.
    İpsala sınır kapısı görece sakigeloçe.kitv idi. çabuk