Düşünüyorum, Kayda geçmeyenler..Nevin, Yasemin, Çilem, Bircan B ve Özgecan'lar
*Fena bir şey yapıyorum düşünüyorum..
… ayrıntılarını nedenlerini, niçinlerini düşünüyorum ...öldürülenler ve hayatta kalanlar...
... Erkekler gibi gibi yargınız da kadınlardan intikam alsın mı istiyorsunuz beyler...
... Erkekler gibi gibi yargınız da kadınlardan intikam alsın mı istiyorsunuz beyler...
*13 senedir; kadına yönelik erkek şiddetine karşı mücadelenin içindeyim.
Erkeklerin şiddetine karşı;- güç
asimetrisi ve erkek sistemi karşımızda Çin seddi gibi durduğu için- ancak
yan yana gelerek/ dayanışmayla mücadele edebildiğimizi, tek gücümüzün dayanışmak olduğunu gördüm..hissettim,biliyorum..
*Bütün mücadelemiz iktidarından en alt sınıftaki- işçi çöpcü
marangoz, işsiz-erkeğe kadar kadına sözle elle gözle taciz ,(evlilikde dahi)tecavüz,
kaba şiddet, ekonomik ve psiklojik şiddet uygularken tüm ErkekEgemenSisteme karşı oldu.
*Gel gelelim canımız burnumuzda
yaşama tutunmaya çalışırken yine erkek ve erkek egemen sistemi
içselleştirmiş/üreten kadınlarla da mücadele etmek,dert anlatmak bize düştü..
Bir defasında erkeklerin bahane uydurup öldürdüdüğü kadınlar için bir parkart yapalım
dedik. .Alfabetik sırayla minik harflerle yüzlerce kadının adı koca pankarta sığmadı…
*
ERKEKLER Sistemden az yada çok nemalananlardır, Devleti ve baş kadın düşmanını da yanlarına alarak kadına yönelik şiddeti iyice artırdılar. Kadınlar
evlilik boyu süren şiddetten boşanarak da kurtulamadılar…öldürülen kadınların %46sı boşanmak isteyen kadınlardı.
Kocalarının tecavüzüne
uğradılar. Sustular…Akla hayale gelmez işkencelere maruz kaldılar.
Sustular,
*Erkek şiddetine karşı çıkmaya
kalkanlar, kocalara,sevgililere, flörtlerine yani erkeğin isteklerine HAYIR
diyen kadınlar dayaktan cinayete varan şiddet gördüler.
*Feministler 15 senedir yüksek
sesle söylüyorlar."kadın cinayetleri politiktir"
Bahri Belen’den
sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “adi cinayetler” dediği #KadınKatliamı her
gün 3 kadının öldürülmesiyle sürüyor..ve siz hala erkeklerin güç
asimetrisinin negatif tarafında olan kadını öldürmesine “adi cinayet”
diyorsunuz. Kadın cinayetleri erkek egemen sistemin sonucudur yani
sistematiktir.(kadınların erkek öldürmesi münferittir, başka kurtuluş kalmadığında öldürüleceklerini anladığında ancak öldürürler)
*Uzatmadan söyleyeyim,
Çocukluğumuzdan beri süren ayrımcılık cinsiyetçilik yani erkek şiddeti
karşısında bir gün içimizden/kadınlardan biri can havliyle şiddet uygulayana
karşı kendini savunuyor, Yani o şiddetten kurtuluşu sadece o erkeği öldürmekle
mümkün….Siz olsanız ne yaparsınız.
#KatilimYatağımda
Ezilenler ezenlere(kadının
bedenine ve emeğine el koyan erkeklere) karşı derin sevgi mi beslesinler..Siz
katilinizle aynı yatakta 3gün yatabilir misiniz… Binlerce kadının katili
yatağındaki /kocası.
*Ne çabuk Unuttunuz ÖZGECAN ASLAN
minibüs şoförü tarafından hunharca öldürüldüğünde feministler galeyana gelmedi.
Çünkü feministler bu cinayetin; sırtından bıçaklanmış şefika Etik’den, Tecavüz
edilerek öldürülmüş pippa bacca gibi onlarca kadından, babasının tecavüzüne uğramış
karakoldan eve gönderilince boğazını kesilen genç kadınlardan, Tuğçe
Anlar’dan, Şemse Allak’tan, Kadriye Demirel’den..Ayşe Yılbaş’tan..Sevim zariften….farklı
olmadığını biliyordu…
Nevin Yıldırım tecavüzcüyü
öldürdü, şimdi müebbet hapis cezasına çarptırılmış halde ceza evinde yatıyor.
Nevin tecavüze uğrarken köylüler
tecavüzcüyü engellemek yerine Nevine köşeye sıkıştırdılar..Hergün “o kadın”diye
işaret edip dedikodu yaptılar. Hiç birisi dahi Nevin’in yanında olmadı..Çünkü
Nevin bu belayı bir tek tecavüzcünün karısına(halasına)söyledi. Halası da aynen
diğer kadınlar gibi kocasına laf geçiremedi…çünkü şiddet tehdit vardı..çünkü
kadınların erkek şiddetinden kurtulmak için gidecek yerleri sığınacak klübeleri
yoktu. Bütün köyün sıkıştırdığı köşeden
Nevin tecavüzcüyü öldürmeden kurtulamadı.. KİM SUÇLU ? esas SUÇLU KİM?
#YaseminÇakal(kaymaklı)…Nişanlı
iken başlayan koca dayağı evliliği boyunca-kaburgasının kırılması dahil –
sürdü. Siz nerede idiniz. Yaseminle baba evine sığındı..Baba” bu evden çıkan eve dönemez..ancak ölsü döner”
diye o kadın karşıtı ölümcül gelenekleri yaseminin başına kaktı.
Bir
düşünün beyler. Düşünün bir kirtik empati kurun. Biraz biraz biraz …ooof of!! Vaz geçtim bişi olmayın..
Gölge etmeyin
yeter.
İstanbul
feminist kolektifin hazırladığı Güldünya Yayınlarından çıkan, kirpiğiniz yere
düşmesin #HayatımızıSavunuyoruz ..adlı kitabta bu 3 kadının ve başka kurtuluş olmadığında –şiddet uygulayan-erkeği
öldürerek hayatlarını savunduğu için ceza evinde olan veya beraat eden
kadınların hikayeleri var...karalar görüşler röportajlar var.
Kitap 2015 yılı hayatını savunan kadınların haberlerini
içeriyor.
* Özgecan
Arslan'ın canavarca öldürüldüğünde sokağa çıkanlar, Çilem, canavarca
şiddet uygulayan kocasını öldürdüğünde karşısına geçtiler. Bu
son hafta içinde Çilem’e yapılan sosyal medya linçini görünce anladım ki,
kadınlar ölmeli kurtulmamalı....erkeler indirm alıp eften püften yatıp çıkmalı.
*Özgecan o herifi öldürseydi, Çilem’e yapılanın aynısını ona da
yapacaktınız. Yok efenim meşru müdaafa değilmiş de,
kaçsaymış da, camdan atlasaymış da,
bağırsaymış ta, orda ne işi varmışta,,,kocasına hayır demeseymiş, kocanın
her dediğini yapsaymış,,,kocadır dövermiş miş miş miş de miş miş… Böyle
diyenlere de benden: allah belanızı
verseymiş de kadına şiddet göstermeseymişsiniz..
*Bu güne kadar 10 kadar kadın cinayeti
davasını duruşma salonlarında dinledim. Erkekler öldürdükleri kadını akla
hayale gelmez bahanelerle suçlayıp cinayetlerine kılıf aradılar. Ve bu topraklar erkelerin kadın öldürmesine uygun
bahanerler-cinayet kılıflarıyla doludur.
Ne çok kadın mezarı var bu topraklarda….erkeğin eliyle itiklese yere
kapanacak kadar fizik kuvveti olan kadını “ neden öldürdün arkadaş kapıyı çarp git, boşan,
ayrıl, ne olursa olsun öldürmeye hakkın yoktu” demediler..
O mahkeme
salonlarında öldürülmüş kadınlar 5 kere daha öldürüldü.
Şiddet
uygulayan erkeği/kocasını,tecavüzcüyü kurtuluş için öldürmekten başka çare
bırakmadığımız kadınlar cinayet işlemek zorunda kalılar. Mahkeme salonlarında
konuşmadılar.Erkelerin onlara onlara uyguladığı şiddetin yarısını dahi
anlatamadılar. (mesela Nevin hiç konuşamadı) Mesela Yasemin bütün kadınlar gibi cinsel şiddetti anlatamıyor...
*Biz
biliyoruz ki bir kadın erkek şiddetine maruz kalıyorsa bunun içinde %500
cinsel şiddet vardır. Tecavüzden, tacize kadar. Bu coğrafyanın erkekleri evliliği
karılarına tecavüz etmek saklanıyorlarsa kadın isyan etmesin de ne yapsın.
**Kadınlar
konuşmuyor. O kocaların uyguladığı cinsel şiddeti anlatamıyorlar…canlarına tak
eden o can havliyle silaha sarılıp hayatını savunma anını anlatamıyorlar..
Yargı
erkek, hukuk erkek, şiddet erkek yani dil erkek dili,
*Kadınlar kendi dillerini oluşturmak için çabalıyorlar.
*ÇilemDoğan
için savcı “ağırlaştırlmış müebbet “istedi. Avukatları kılı kırk yararak, kadına
dayatılan hayatı gören bir yerden sadece hukuka dayanarak savunma yaptılar. “Örselenmiş
kadın sendromu, feminist meşru müdaafa” dahil kadının şiddet karşısında
öldürülme ve yaşamda kalma anı üzerine örneklerle konuştular…
-Çilem’in
erkek avukatı , gördüğü şiddete tanık olan “boşanma davasına”bakan kişi idi.
Uzun ve
stresli duruşmalardan sonra çilem 15 yıla ceza almasına 1şerhle karar verildi
bu yasalara göre 9 yıl demekti.
Avukatlar
yeniden dilekçe yazdılar…Bu kararla Müvekkillerinin içerde yatmasına
gerekçelerle itiraz ettiler..yeniden toplanan heyet “şartlı tahliye”dedi…bakınız
beraat değil. Kefaletle şartlı tahliye…
Uzun
süredir öldürülen kadınların tarafında davaları takip eden feministler , son
(nevin yıldırımdan sonra) hayatını savunan 2 kadının davasını üstlendiler.
(çilem ve yasemin)
Gerçekleri
yargıya anlatmak kadına dayatılan hayatı görerek kararlar verilmesi yönündeki
çabalar ilk defa(takip edemediğimiz bir çok davada da beraat karraı var..zonguldak sakarya ,antep,konya) çilemdoğan
davasında somutlaştı.
Ve işte
kıyamet bundan sonra koptu.
Özgecan
öldürüldüğü için ” yeter ulan” çığlıkları atan, kadın yürüyüşlerinde dibimizde
biten erkekler ŞİMDİ özgecan’ların ” yaşamı savunmasından, kadın isyanından rahatsız oldular. NEDEN? 3 defa soruyorum
NEDEN?
BURADA 3 mevzu VAR
1-Sosyal
medyada linç kampanyası.
2-Çilem
veya avukatlarına yapılan saldırılar.
3-Mağdurun
meşhurundan nemalanmaya kalkanlar
Çilem çok
genç , ”yine gidecekmisin”diyen 1 çocuğu
var. Gördüğü sistemli şiddet karşısında can havliyle bir cinayet işledi..Biz
Türkiyeli bir kadın ona mektuplar yazdık..kartlar attık… elbetteki bu mektuplar
kartlar arasında Çilemle dayanışmayı aşan onu yandaşlaştırmaya çalışanlar
olmuştur Olur, olacaktır. Bu suç değildir..Ama bir yerden sonra mağdura zarar
verir. ( kadını kollamamız lazım. Böyle bir koşulda kim profesyonel davranabilir ki. Lütfen suistimal etmeyelim. Rahat bırakalım)
Hayatını
savunan bir genç kadın bunca ilgiden etkilenmez mi.sen olsan etkilenmez
misin..hepimize farklı değer bu durumlar.
Bu şartlı
tahliye ile çocuğuna kavuşan kadın için
hepimiz çok sevindik..bu sistemde hepimiz çilem,nevin,yaseminiz…biliyoruz
anlıyoruz. Feministler kadına yönelik erkek şiddetine karşı politika yaptıkları
için hiçbir kadının zarar görmesini istemezler. Ama her kadın feminist değil
ki. Paylaşımlarının ,iyi şeyler adına yaptıklarının Çilem’i zorda bırakacğını
hesap etmezler.
İstanbul’dan davayı takip eden kadınlar sadece 3 mor bayrakla geldiler..onlarca kadın çilem’in çocuğuna
kavuşmasına, özgürlüğüne sevinmekten
eğlendik. Bu erkek adalet karşısında çilemin “şartlı tahliyesi” için
verilen mücadeleyi kutluyorduk.
Hdp’den
bazı kadınların-başta Figen’in (kadın ve eşitlik mücadelesi veren bir partiden
olmak üzerinden) çilem’i ziyaret etmesi normaldi. Ama aile istemediği, kadın
avukatlar ‘aman kamera sokmayın, sadece sohbet edin’ dediği halde oraya
kamerayla gitmek “mağdurum meşhurluğundan yararlanmak” değil midir. Bu konuda Figen’i eleştiriyorum. Amaç sadece
bir kadını ziyaret olmalıydı. Kimsenin duymasına gerek de yoktu ihtiyaç da yoktu.
Bu anlarda
binlerce kadın erkek şiddetine maruz . Kaçı isyan edebiliyor. 75 milyonluk
Türkiyede kaç kadın sığınağı var.
-Önce ki hafta Elazığ'da eski koca kapıyı kırıp kadının(Bircan B.) evine girdi.Kadın kendini savundu 12 bıçak darbesiyle adamı öldürdü(bu meşru müdafaa değilde ne)..Peki bu kadın bu kocadan niye ayrılmıştı. Ayrılınca kurtulabilmiş miydi..Siz sayın çemkiren beyler, kadının onunla evli iken gördüğü şiddete mani oldunuz mu??? Seyirci dahi değilsiniz bizzat suça ortaksınız beyler...-
***Çilem’in
bir de gayet düzgün bir erkek avukatı da vardı. O biraz gölgede kalmanın
tatsızlığını feminist avukatlara yansıtması şık olmaz. (aklıma da geldi adını
dahi bilmiyoruz diye) ama not düşelim, Çilem doğan ve kadın avukatlarının
gündeme gelmesi “biz”den –yani bunca yıldır mücadele veren feministlerden
kadınlardan ve sosyal medyada basın ve görsel medyada bunu duyurmamızdan
kaynaklı.. sahip çıkmamızdan. Feministler kadınlarla sadece kadın olduğu için
dayanışırlar….
Yoksa eğer orada olmasaydık..kamuya duyurmasaydık
Nevin gibi çilem'ide harcarlardı.
ERKEKLER
NİYE KORKUYOR.
Kendileriyle
yüzleş(m)iyorlar. Öldürdükleri milyonlarca(cadı katliamı,kadın katliamı) kadın
içinden üç beş kadının meşru müdaafasından
hele de bunun yargı tarafından kabul edilmesinden hiç hoşlanmadılar.
Çünkü kendilerinden korkuyorlar. Tarih boyu kadına yaptıklarından,
çocukluklarından itibaren kız çocuklarına yaptıklarından , aşağıladıklarından
korkuyorlar..korkuttukları tüm kadınlardan korkuyorlar…tecavüz ettiklerinden
taciz ettiklerinden korkuyorlar..Çevremizde pirü pak mış gibi gezen erkekler
aynı isyanla karşılaşmaktan korkuyorlar.
Şimdi
çocukluğumuzda bizi taciz eden erkeklerin adını söylesek erkeklik yerinden
oynar. Susturulduklarımızın binde biri
kayda geçse defter kalmaz.
Recep
Tayyip Erdoğan”şiddet erkeğin fıtratından”deyince deyince neden binlerce erkek
buna karşı yürümedi. “Yok böyle bir şey biz sistemden nemalanıyoruz, hizaya
getirmek için kadını dövüyoruz, kadını mülk biliyoruz”demediler.
Ben artık yazmayayım onlara sorun”kadının meşru müdaafasından” neden rahatsız oldular da, her gün 3 kadının öldürlmesinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder