14 Mart 2016 Pazartesi

Ben bir vakitler

Ben de bir çok Türkiyeli gibi "milli" eğitim ne anlatıyorsa ona doğru bilerek ilk orta ve liseyi bitirdim. Bir gün bir köşe yazarı "kurtuluş savaşı egenin her iki yakasında farklı anlatılır" demişti. Ben o günden sonra her şeye bana gösterilenden başka yönden de bakmaya başladım. Ve çok farklı bir dünya gördüm. Hani derler ya Osmanlı 16 devlet kurdu. Oysa Osmanlı 16 Devleti'de yıkmıştı. Sonra ben böyle böyle resmi tarihe kuşkuyla baktım. Dünyanın başka ülkelerinde resmi tarihe kuşkuyla bakanlar varsa onları arkadaş bildim. Ben kadın kimliğim üzerinden ezildiğimin,ayrımcılığıma uğradığımın farkında değildim.Hep bir şeyler eksikti veya tuhaftı, sadece cinsim(kadın olmak)üzerinden ayrımcılığa dair cümle kuramıyor bu durumu somutlaştıramıyordum. 1991den beri B sınıfı ehliyeti olan bir sürücüyüm. En çok da trafikte cinsiyetçiliğin ne mene bişey olduğunu gördüm. Halbuki bir sağlık çalışanı kadınların erkeklere göre nasıl bir "dayatma ve baskı" altında olduğunu çoktan fark etmeliydim. Ve aslında ben kendime dair fark ettiğim çok şeyi fark edemediğimi çok sonra aynı coğrafyada olanlara rastlayınca anladım. Ben gibiler olmadan da yazılı kaynaklar okuyarak anlamalıydım. Ama özellikle kadınlara yapılanlar/ erkek şiddetinin sistematiği üzerine yazılı kaynaklar yoktu yada ben rastlamıyordum. Helede sevdiğiniz cinsin kendi cinsiniz olması üzerine doğruyu anlatan kaynak sıfırdı. Erkeler için yanlış da olsa vardı.Ama kadınlar için hiç yoktu. Şimdi, kürtleri anlamak için kürt olman lazım değil, şimdi ermeniyi rum'u, şimdi eşcinseli, zıtcinseli, bir köpeği, kediyi anlamak için aynı kimlikten olmana gerek yok. İyilikten yana mısın kötülükten yana mısın karar ver yeter. Hemen her durumun anlatıcı az da olsa var. Az da olsa gerçeği anlatanları değil, her gün yalanı yanlışı anlatanları dinlemeye meyyal insanlar ne çok. Ben son 10 yılda "algı yönetimi" diye bir şey öğrendim. Örnek: Ankara'da 10 ekim'de bomba patlıyor. (katil sonradan netleşti İŞİD) daha 10 dakika geçmeden Ulus'un arka sokaklarındaki esnaf hdp yapmıştır,siz kendinize bomba atmışsınızdır diyebiliyorlarken, biz yaralılarımzı ölülerimiz görmeye gidiyorduk... Ankara Barış eyleminde,-1 mayıs 1977de Taksim meydanın'da yaşatılanlar için Ruhi Su'nun bestelediği "bu meydan kanlı meydan" türküsü eşliğinde halay çekerken arka tarafta bomba patladığı için -"bombanın patlayacağını nerden biliyorlardı" diyecek kadar bilgisiz bir toplum olmuştuk. Ah tek tek ikdidarın yanına çekilen medya, star ahaber, atv, tgrt, show, ülketv, kanal24...dün hepsine tek tek baktım." birlik olalım, kimse bu millete bir şey yapamaz" diyorlar yalanlarına kendileri de inanıyorlardı.o esnada bu milletten 37 kişi parça parça olmuş, yüzlerce insan ağır yaralanmıştı.. Birlik olalım ama kime ve neye karşı kimle birlik olacağız söylemiyorlardı. Mesela ben savaşa karşı birlik olurum. Kötüye karşı birlik olurum.Soyguna hırsıza karşı..haksızlıklara karşı olurum. Bunca iktidar yandaşı Tv kimle kime karşı nasıl birlik olacağımızı söylemedi. Bu akşam tgrt televizyon habercisi: selahattin demirtaş bu terör saldırısına karşıyız. Kınıyoruz siviller masumlar öldürüldü,dedi"..haberin verilmesinde buraya kadar bir şey yok gibi fakat haber sunucusu şu yorumu "siviller değil askerler öldürülseydi kınamayacak mıydın"ı ilave etti. Şıçayım haberciliğinize, oğlum sen ne demişse onu haber ver. Demirtaş'ı demediğiyle yargılamak bu acılı ortamda illah hedef göstermek dolaysıyla iktidarın sorumluluğunu saklamak niye. KanalD'yi arayıp "burada çocuklar öldürülüyor bizi unutmayın vb"diyen ayşe öğretmeni de "hiç pkk'ya bir şey demedi" diye yargılamşlardı. Artık habercilik muhalefetin dediğini değil demediğini sorgulamak oldu. Dün akşam Efkan ala halka ne dedi bilen anlayan var mı? Bunca tv kanalı neden efkana soramadı: 5 ayda 3 bombalı saldırganı nasıl olurda görmezsiniz, biz size boşa mı maaş veriyoruz".. Demem o ki, soru sormayı öğrenirsek, kim neden niçin diyebilirsek, mağduru değil esas suçluyu/iktidarın hatalarını hatırlatırsak belki iyi şeyler olur. belki. Yoksa bu hükümet kendisi için hepimizi öldürecek.

Hiç yorum yok: